top of page

Ve bir film gelir kente… Turquebec'in düzenlediği gösterimde, Defne Yıldırım ile ‘ZÜBEYDE: Analar ve Oğullar’ (2023) filmi Montreal’de...

Updated: Jan 13

Bu gün sizler için, ZÜBEYDE: Analar ve Oğullar (2023) filminin yapımcılarından Nuri Yıldırım’ın kızı Defne Yıldırım ile konuştuk.




 

TQ : Merhaba sevgili Defne, Montreal’deki Türk toplumu ve tarih seven sinefiller, Turquebec Kültür ve Dostluk Derneği’nin organize ettiği ‘ZÜBEYDE: Analar ve Oğullar’ (2023) filminin Montreal’deki ilk ve tek seferlik gösterimini merakla bekliyor. 14 Ocak’ta, Montreal’in en güzel sinemalarından, tarihi Cinema Imperial’de filmi seninle de birlikte izleyeceğimiz, ve hatta, ayağının tozu ile filmi de bizzat kendin getireceğin sürece, Turquebec olarak bir şeyler daha ilave edelim dedik. Bizleri, duygu ve tarih dolu bir yolculuğa çıkartacak şahane fırsatı yakalamışken, filmin içeriği, süreci ve Kuzey Amerika serüveniyle ilgili bir röportaj yapmak istedik seninle…

 

TQ : Öncelikle sevgili Defne, hoş geliyorsun sefalar getiriyorsun Montreal’e… Seni biraz tanıyabilir miyiz, Defne Yıldırım kimdir ve nelerle uğraşıyor?

 

Defne : Toronto Metropolitan Üniversitesi'nin Uluslararası Ekonomi ve Finans bölümünden yeni mezun oldum ve politika alanında yan dal eğitimi aldım. COVID döneminde moda fotoğrafçılığına ilgi duydum ve bu alanda İstanbul Moda Akademisi'nde eğitim gördüm. İstanbul'da birçok firma ile iş birliği yaparak bu alanda kendimi geliştirdim ve burada tanıştığım insanlar için çok şanslıyım. Çocukluğumdan beri sanatın içindeyim; görsel hafızam ve yaratıcılığım, annem ve babamın sanatsal deneyimlere teşvik etmesi sayesinde işlerimde daima ön plana çıkıyor. Bu kadar açık fikirli bir ailede büyümek, hayallerimin peşinden gitmeyi daha da kolaylaştırdı.

Çalışmalarımı ve projelerimi Instagram'da @highdefnetion kullanıcı adı altında bulabilirsiniz. Orada, sanat anlayışımı ve yaratıcılığımı yansıtan çeşitli çalışmalarımı paylaşıyorum. Ayrıca, ‘Toronto Thrive' isimli bir sanat kolektifinde Yaratıcı Yönetmen olarak görev yapıyorum. Bu rolde, sanatsal projelerin yönlendirilmesi ve geliştirilmesinde aktif bir rol alıyorum. Gelecekte, iş dünyası ile yaratıcılığı birleştirebileceğim bir alanda yükseköğrenim görmeyi ve çalışmayı umuyorum. Bu hedeflerime ulaşmam için bana rehberlik edecek bir mentor arayışındayım.


TQ: 20 Ekim 2023’te dünya premieri yapan ‘ZÜBEYDE: Analar ve Oğullar’ (2023) filmi, Cumhuriyet mücadelesini  anlatması sebebiyle bir tarihi drama olmasının yanı sıra, önemli tarihi figürlerimizden Zübeyde Hanımın hayatını beyaz perdeye taşınması anlamında bir ilke imza atarken, biyografi türü özelliğiyle öne çıkıyor. Bize biraz, bu çerçevede Zübeyde Hanımla ilgili filmin yapım serüveninden bahseder misin lütfen.


Defne : Burada daha çok ben değil ama süreci çok iyi bildiğim için filmin prodüktörlerinden  babam Nuri Yıldırım adına konuşmam gerekir.

Projenin vizyonu yaklaşık 2.5 yıl önce hayata geçmeye başladı. Türkiye'de 'Müslüm' filmiyle başlattığımız biyografi filmi sürecinin devamı niteliğinde olan bu proje, biyografi filmlerine olan ilgiyi artırıyor. 'Müslüm' ile başlayan bu süreçte yer almaktan gurur duyuyoruz. Türkiye'de Atatürk ile ilgili filmlerin yeterince iyi yapılmadığını fark ettik ve bu sefer, halkın içinden çıkmış bir kahramanın annesinin hikayesini anlatmaya karar verdik.

Daha önce hiç halktan birinin saraylı değilse anne olarak filmi yapılmadı. Bu bize kahraman doğurulur mu yetiştirilir mi sorusunu sormaya ve cevap aramaya da sürükledi diyebiliriz. Işte bu filmde bir kahramanı hem de kamerayı annesinin yanında tutarak da anlatmış oluyoruz.

Biz bu güne kadar tarih kitaplarından Mustafa Kemal Atatürk’ün ailesi ile ilgili çok bir şey öğrenmiş değiliz. Burada çekirdek aile ile ilgili hiç bilmediğiniz detaylar bulacaksınız.

 

Arka planda yıkıcı bir savaş ve ölümcül göçlerin olduğu bir dönemde hayatta kalmak bile mucize iken Selanik'te başlayıp İstanbul’da biten bir hayatın öyküsü bu. Bir kurşun bile atılmadan teslim edilmiş Selanik'in acısını hep yüreğinde hissetmiş bir annenin öyküsü.

 

15 bin sayfa döküman tarandı. Anılar okundu. Uzman desteği alındı. Müthiş nitelikli bir emeğin beyaz perdeye aktarılması için gereken her şey yapıldı ve nihayet seyirciye ulaştı. Her adımı, Zübeyde Hanım'ın hikayesine layık bir şekilde titizlikle atıldı.

 

 

TQ : ZÜBEYDE filmini izlerken, kitaplarda okuduğumuz tarihimizin tam kalbinde bulurken kendimizi, aynı zamanda duygu yüklü bir yolculuğa çıkıyoruz; Cumhuriyet yolunda Türk Ulus’unu inşa etmiş, Ulu Önder Mustafa Kemal Ataturk’u ve annesi Zübeyde Hanımı izlerken, onları içimizden bir ‘anne’ ve bir ‘oğul’ olarak da izliyoruz. Bu bağlamda filmin ilham kaynağı nedir diye sorsak ne dersiniz?

 

Defne : Filmin ilham kaynağı, Mustafa Kemal Atatürk ve onu yetiştiren annesi Zübeyde Hanım'dır. Zorluklarla dolu bir hayat süren ve altı çocuğundan dördünü kaybeden bir anne olarak Zübeyde Hanım'ın dramını anlatıyor. Oğlu, Anafartalar Kahramanı ve eski bir Osmanlı generali olarak ateşten ateşe koşarken, annesinin yüreğindeki endişe ve bekleyişi gözler önüne seriyor. Bu film, bir annenin gözünden, ulu bir liderin yolculuğunu ve yaşam mücadelesini anlatıyor.

 

 

TQ : ZÜBEYDE filmi Kanada’da bir çok kentte gösterildi. Bu süreçte izleyici ile her seferinde bütünleşmek size nasıl duygular yaşattıyor ve Montreal’deki tarihi sinema salonu Cinema Imperial’de yapacağını duyunca neler hissettiniz?

 

Kanada'nın çeşitli kentlerinde 'ZÜBEYDE' filmini göstermenin heyecanı içindeyim ve Türkiye ekibinin emeğine duyduğum derin saygıyla bu filmi temsil etmekten büyük gurur duyuyorum. Anadolu kadınının güçlü ve dirençli sesini sinemaya aktarmak, projemiz için önemli bir başarıdır. Özellikle, 14 Ocak 2024'te Montreal'deki sinemaseverlerle buluşacak olan filmimiz, Zübeyde Hanım'ın ölüm yıl dönümüne denk gelmesiyle projemizin değerini ve kültürel etkisini daha da artırıyor. Cinema Imperial'deki bu özel gösterim çok anlamlı. Seyircilerin filmle kurduğu derin bağ ve ortak payda, Anadolu'nun tarihsel ve kültürel mirasına olan saygılarından kaynaklanıyor. Bu, filmimizin sadece bir hikaye anlatmakla kalmayıp, izleyicilerin duygularına dokunan ve onları tarihimizle yeniden bağlantı kurmaya teşvik eden bir deneyim sunmasını sağlıyor.

 

 

TQ : Bundan sonra sırada ICNN’in başka hangi projeleri var ?

Şu ana kadar biyografi filmleri üzerine yoğunlaştık. Bundan sonra, Anadolu'da gerçekleşen ve henüz diaspora tarafından duyulmamış farklı olayları anlatmayı hedefliyoruz. Anadolu'nun zengin tarihinde yaşanmış, keşfedilmemiş hikayeleri bulmak ve bu hikayeler aracılığıyla Türk değerlerini, sanat anlayışını, motiflerimizi ve asaletimizi betimlemek istiyoruz. Bu yeni projelerle, Anadolu'nun kültürel zenginliğini ve derinliğini dünya sahnesine taşımayı umuyoruz.


Bu röportaj için bana yer verdiğiniz için Turquebec'e çok teşekkür ederim.




bottom of page